hemen bankayı tekrar aradım, hareketlerde bir sorun yok ama yapacak birşey olmadığı için tüm kartları iptal ettirdim :)
sonra arabaya bindik, bizi eve bırakacaklar ve o da nesi kart cüzdanı :D herkesin kızgınlıkları arasında, neyse canım, bu da ders olsun tesellileri ile aldım iptal ettirilmiş kartları :D
Şimdi bir sorun kalmadı ama tabii en güzeli, hiçbir hesabımdaki parayı çekemiyorum :) kredi kartlarım ile harcayamıyorum :D
HAYAT
Bu heyecan arasında kaynamış olsa da film de fena değildi bu arada, bir de tabii her iki izleyenden biri msn / facebook vs iletisini filmin laf sokma seanslarından esinlenme cümleler ile doldurmasa çok daha güzel olacak :D
Neyse aşk acısı diyor geçiyorum ben, onlar hayatlarının en büyük felaketlerini bunlar sanakoysunlar, biz yaşamaya devam...
Hayatlarında dostları için büyük fedakarlıklar yapmamış insanlar için elbette geçirdikleri toz pembe aylar, büyük zamanlar olarak hafızalarına kazınır, çok da normal hayatında arkadaşlık kuramamış insanların birine kendince sevda ile bağlanması, o eksiğini onda gidermeye çalışması, seveyim sizin aşklarınızı :D
Sadece bir anlık düşünmeye davet ediyorum, çok sevmiştiniz değil mi :S hatta filmdekini kendinize yakın hissedecek kadar sevmiştiniz, hatta üç günlük de değildi yani o benim küçük gördüğüm gibi, değil mi? Peki soruyorum, o yıllarca sevdiğiniz / seviştiğiniz, aynı evi-havayı paylaştığınız, gezilmedik sokak, artık yeni sevgili ile ilk olamayacak kadar kalmamış mekan bırakmadınız, herşeyi tükettiniz, yani kendinizce sevdiniz, o zamanlar baktığınız pek çok şeyde onu gördünüz, hatta ayrılma safhasında o pek çok şey daha da arttı, herşeye yakın oldu, ayrıldınız üç beş ay herşey oldu, dediniz değil mi kendi kendinize, evet ne çok sevmişim :) Sorum size dememe rağmen, hala sorum gelmedi biliyorum :P, şimdi aradan belki birkaç sene belki de daha azı geçti, yeni sevgili (LER) buldunuz, (bulmadıysanız sorun yok, hala herşeyde onu görürsünüz, taa ki yenisi gelene dek) şimdi hala odanıza ilk adım attığınızda onun kalorifere yaslanmış duruşunu anımsıyor musunuz?
Hiç onla herhangi bir öğlen vakti yemek yediğiniz bir lokantanın önünden geçerken, geçmişe gidiyor musunuz? onlayken aldığınız herşeyi yakıyor musunuz, yoksa tam aksine onun bile size aldığı hediyeleri hiçbirşey yokmuş gibi giyiyor, elde tutuyor musunuz?
Bunların aksini yapmak, hala herşeyde onun kokusunu duymak, ve hele de yeni sevgilin kollarındayken bunları yaşamak, size takıntılılık mı geliyor, bunları yaşamaya sorun mu diyorsunuz siz?
Ve tüm bunların yanında, ama o zamanlar sevmiştim diyecek kadar küstah mısınız?
Ve en sonunda, hala aşk mı diyorsunuz, her birlikteliğinize?
Ve son soru, hergün taşıyabiliyor musunuz cebinizde ondan kalan bir hatırayı?
Yoksa artık herkesi eskiye çıkara çıkara, herbirine ayrı cep mi kalmadı ceketinizde?
Seveyim sizin aşklarınızı :)Etiketler: Film, sinir
p>
Hakkımda
- Ben, hayat, geçmiş, gelecek...
- İstanbul, Türkiye
İzleyiciler